İl Genel Meclisine seçilebilmek için aday adayı olmuş o nedenlede yazılarıma bir süre ara vermek zorunda kalmıştım. 1-2 ay süren bu aday adaylığı sürecinde çok şey öğrendiğimi söyleyebilirim.Bu 1-2 ayda öğrendiğim şeyleri, Siyaset Akademi’si kursuna 1-2 sene gitsem yinede öğrenemezdim diye düşünüyorum.Öğrendiklerimi biraz ata sözleri ile anlatmaya çalışacağım.Çünkü ataların bu sözleri üretmek ve söylemek için bir çok deneyimi yaşadığına ve şahit olduğuna bir kez daha yürekten inandım.
“Besle kargayı oysun gözünü”. Evet .Bir makama gelmesine vesile olduğum birisi tarafından önümün kesilmiş olması ve listede olmamam için cansiperane mücadele vermesi sonucu listeye alınmadığımı öğrendiğim saatte, yukarıdaki atasözü ve bu manaya gelen argo sözler kafamda uçuştu durdu.
“Dışından baktım yeşil türbe, içine girdim estağfur tövbe”. Bu sözle de hiç kimseyi sakalına ,takkesine göre değerlendirmemem gerektiğine inandım.
“Adama dayanma ölür,duvara dayanma yıkılır”. Ne biliyim adamın boyu posu yerinde güçte var elinde.Ben ona destek olmuşum zamanında.Herhalde birazcık vefa duygusu galebe çalarda tercihini benden yana kullanır zannettim. Boşuna beklemişim. Liste göçüğünün altında kaldığım saatlerde,kendime “Günaydın” dedim; ama gün akşam olmuştu.
“Sende mi Brütüs !.” Bu bir atasözü değil .Tarihe mal olmuş bir kalleşliği ve ihaneti anlatan bir haykırıştır bu. Brutus; Roma Kralı Jül Sezar’ın güvendiği ve kendisini komutan yaptığı bir şahsiyettir.Ancak Brutus daha sonra yanına aldığı 17 Lejyonla kendisini komutan yapan Jül Sezar’ı arkasından bıçaklayıverir.İşte Jül Sezar’ın bıçaklandığı sırada söylediği sözdür bu, Sende mi Brutus.
Ben bir unvan almak uğruna ne Brutus olabilirdim, ne de Brutus ‘e yardımcı olabilirdim.Bu günde deseler ki, ”Gel vazgeç, birkaç bel hareketi, birkaç manevra yap.Birazcıkta sen Brütüslük yapta sana ödülünü verelim.” Hayır derdim yine.Çünkü tarih boyunca Brutusler hiç başarılı olamamışlar. Jül Sezar’ı öldüren Brutus’te 17 lejyonla başladığı mücadelesinde, geriye 4 lejyonla kalmış ve onlarda kendisini terk edince,dağda bir mağarada yalnız başına intihar etmek zorunda kalmış.
Evet…”Geçmiş olsun, sağlık olsun, canın sağ olsun…”. Buna benzer teselli verici sözler, bu tür siyasi mücadelelerden sonra insanın beklediği söz ve temennilermiş.Bu tür temennileri hiç ummadığım dostlardan duydum; ama beklediğim, dost saydığım insanlardan maalesef duyamadım.Bunları duymanın ve başkalarına iletmenin ne kadar önemli olduğunu da bu süreçte daha iyi anladım.Onun için listeye girme başarısı gösterenleri kutluyor ve başarılar diliyorum
Bu saydıklarımı ve daha fazlasını birçok insan yaşamış ve görmüştür mutlaka.Hatta bu satırları okudukça günaydın diyenleriniz vardır Pekii…”Başka neyi anladın ?” derseniz.Bir liste başına gelebilmek için, öyle çalışıp çabalayıp kıçınızı yırtmanıza gerek olmadığını anladım.
Görüşüne değer verdiğim bir ağabeyim kendi aday adaylığı sürecinde, kendisine yapılan entrikaları kastederek; ” Yunus siyasetin kıblesi yok” demişti.Siyasette kıblesi olmayanlarla yan yana olmayı hiç istemedim.Ancak siyaset uzun soluklu bir yarış.Bunun yerel seçimi var ve ondan sonra da İL KONGRESİ var.Durmak yok, koşmaya devam diyorum.
Ama kimlerle koşmaya devam.Benim elimden gereği gibi tutmasalarda ,bana gereği kadar yardımcı olmaya çalışmasalarda, “Siyasette kıblesi ;dürüstlük,sadakat,vefakarlık ve liyakata önem vermek “ olanlarla koşmaya devam edeceğim. Görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler.
Yunus PEHLİVANLI
71kale.blogspot.com
28 Şubat 2009 Cumartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder