Avrupa Birliğine uyum sağlamak için düşünülen bazı yasal düzenlemeler hayata geçirildiği takdirde Ülkemizde olduğu gibi elbette şehrimizde de siyasetçilik ve sendikacılık yapmak artık öyle eskisi kadar kolay olmayacak. Ya da çok kolay olacak.Bu işi eskiden beri yapan klasik sendikacılar ve klasik siyasetçiler yeni uygulamaya ayak uyduramazlarsa kendilerini emekliye ayırmak zorunda kalacaklar.
Avrupa Birliği yetkilileri ile Türk yetkililer 19.fasılın görüşmelerine başladılar.Bu fasıl gereği Türkiye de yasalaşması için çalışılan iki temel konudan birisi Sendika Reformu, diğeri de %10 olan seçim barajının % de 1’e düşürülmesi konusu.
Avrupa’nın siyasal anlayışındaki temel ölçü şu:”Toplumdaki her siyasi görüş en büyüğünden en küçüğüne kadar parlamentoda temsil edilebilmelidir.Demokrasinin gereği budur”
İşte bu görüşe dayanarak yeni bakanlar kurulumuz göreve başlayınca ilk etapta (Demokratik Anayasa Paketi) çerçevesinde bu iki maddeyi yasalaştırma çalışmalarına başlayacaklar.Parlamentoya girebilmek içim Ülkemizde %10 olarak uygulanan seçim barajı %1’e düşürüldüğü zaman, parti genel başkanları ve genel merkez yöneticileri adaylarını belirlerken; aday gösterilecek insanların sadece kendilerine bağlı ve sadık olmalarının yanı sıra mutlaka ve mutlaka tabanı kuvvetli ve oy potansiyeli yüksek olmasına da dikkat edeceklerdir.
Yani artık genel merkez ve genel başkanlar ”Ceketimizi koysak seçilir” yada “Odunu diksek yeşerir” diyerek işi riske atmayacaklardır sanıyorum .Ülke genelinde bundan sonra iki üç tane partinin ülke genelinde %1’i aşması bu yasadan sonra daha kolay hale gelebilecek.Elbette herkes ;aday olmak için öncelikle tercihini iktidar partisi yada iktidara en yakın partiden yana kullanmak isteyecektir. Ancak o partiden aday olamayınca eğer tabanına ve oy potansiyeline güveniyorsa %1’lik partiler bu özellikteki adaylara kapılarını sonuna kadar açacaktır.
Yani neymiş?...Adaylar artık bundan sonra;” Sadece genel merkezi kafa kola alayımda birinci yada ikinci sıraya oturayım yeter.Millet beni kuzu kuzu seçer …”diyemeyecek.Aday olabilmek için genel merkez üzerinde yaptığı ve yapacağı çalışmanın on katını, kendisine seçimi kazandıracak olan taban üzerinde çok önceden yapması gerekecek.Kısaca taban çalışmasına önem veren, ancak genel merkezde dayısı olmayan ,ama oy potansiyeli kuvvetli adaylara gün doğabilir bu yasayla.
Diğer bir düzenlemede Sendikalar için hazırlanıyor.Hazırlığı yapılan Sendika Reformunda ”ILO standartlarına aykırı olan işçi sendikaları için ülke çapında %10 olan örgütlenme barajı kaldırılıyor.Sendikalara üyelik ve istifa için noterden belge şartı kaldırılıyor.Sendikaların işyerlerinde örgütlenme eşiği olan %50+1 olan barajın %30’a kadar düşürülebileceği ve halen 28 olan işkolunun ILO standartlarına göre 19’a indirilebileceği” ifade ediliyor
.
Burada sendikalar için hazırlığı süren en önemli konuların başında ülke barajının kaldırılmasıyla örgütlenme eşiğinin aşağı çekilmesi var.Bu maddeler yasalaştığı zaman kamu ve özel işyerlerinde birden fazla iki yada üç sendika yetkili olabilecek. Bu düzenlemelerin Sendikalar arasındaki rekabeti iyice kızıştıracağı kuşkusuz. Dolayısıyla her sendika kendi bünyesinde daha profesyonel sendikacıların ve daha kaliteli kadroların bulunmasına çalışacak,işçi tabanını gerçekten önemseyen ve sendika içi demokrasiye önem veren gerçekten Avrupai bir sendikal anlayışın oluşumu ve gelişmesi belki de bu şekilde sağlanmış olacaktır
.
Evet değerli siyasetçiler ve sendikacılar ; Avrupa Birliği dayısı emmisi olanı değil kimin tabanı halka dayanıyorsa onu muteber sayıyor ve dolayısıyla da hedefe ulaşmak için çalışmaya şimdiden başlamak gerekiyor.
Yunus PEHLİVANLI
71kale.blogspot.com
7 Mayıs 2009 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder