Bu günlerde binlerce masum Filistinli sivilin adeta bilgisayar oyunlarındaki sanal insanlarmış gibi toplu halde öldürülmesini sağlayan hedef belirleyici İnsansız Hava Aracı ve İsrail yapımı Heron uçaklarından bahsederek yazıya başlamak istiyorum.
İnternetten okuduğum kadarıyla; İnsansız Hava Aracı (İHA) Heron uçağının kanat açıklığı 16 metre ve 250 kilogramlık taşıma kapasitesine sahip.52 saat havada kalıp 30bin feet irtifada uçabiliyor ve 350 kilometre menzilde görev yapıyor.Aynı anda 6 hedefi izleyebilen bu uçaklar havadan istihbarat toplamanın yanı sıra; uçak,helikopter ve karadan ateşlenecek güdümlü füzeler için hedef aydınlatması yapabiliyor.
Türkiye 2008 Ekim ayında Heronlardan 10 tane satın almak üzere İsraille 183 milyon dolarlık uçak alım anlaşması yaptığı halde bunların ülkemize teslimi geciktiriliyor.Bu uçakların PKK ile mücadelede acilen kullanma ihtiyacı doğuncada bunlardan 3 tanesi kiralanıyor.Ve hepimizin televizyonlarda günlerce izlediği PKK hedeflerinin saptanması ve vurulma görüntüleride bu uçaklar marifetiyle sağlanıyor.
Bu uçaklardan Amerikan yapımı Hermes modellerininde bulunmasına rağmen, İsrail üretimi Heronlar daha çok tutulduğundan bu insansız hava araçları bir çok ülkenin tepesinde günlerce gezinerek o ülkelerin çok stratejik bilgilerini topladığı belirtiliyor.
Sanırım yazının başlığına neden MKE diyerek başladığım anlaşılmıştır.Bu gün İsrailin Filistinde yaptığı katliama rağmen tüm dünya kamuoyunun bu katliamı sadece izlemekle yetinmesinden sonra başta kendim olmak üzere tüm Türk halkı olarak anladığımız şudur diye düşünüyorum :" Uluslararası arenada haklıysanız güçlü değil, güçlüyseniz haklısınız." Burdaki güçten kastım para gücü değil sadece.Bugün para gücü petrolden dolayı Arabistan'da,Kuveyt' te,Katar'da,Bahreyn'de de var.Ama adeta aptalca, ahmakça, uyuşmuş kendi iç dünyalarında çaldıkları gırnata, zil ve tef seslerinden müslüman kardeşlerinin katliam çığlıklarını bile duymayacak kadar sağırlaşmış, basiretleri bağlanmış insancıklar topluluğu haline gelmişler.
Benim kastettiğim güç Heron uçaklarını,Hermes uçaklarını,Lazer güdümlü füzeleri,Nükleer başlıklı füzeleri, Apaçi helikopterleri ve M60 tankı gibi savunma ve taaruz amaçlı silahları üretebilme yada bunlara sahip olabilme gücüdür. Bugün bir avuç İsraili dünyada bu kadar güçlü kılan yada güçlü gösteren bu ve buna benzer silahlardır.
Sokaklarda İsrail bayrakları yakmak tepkinin çok zayıf bir türüdür.
Dün çok haklı davamızda Kıbrıs Harekatında bize silah ambargosu koyanları,önce silahı satıp sonra bunu PKK'ya karşı kullanamazsınız diye engellemeye çalışanları,130 milyondolarlık uçak alım bağlantısı yapıldığı halde PKK ile mücadelemiz için dahi Heron'ları bize teslim etmeyen İsraili gözönünde bulundurup MKE'nin TUSAŞ'ın, ASELSAN'ın şahlandırılabilmesi için gerekirse gece-gündüz bedava çalışarak,buralara AR-GE için daha çok kaynak aktarılarak var gücümüzü vermeliyiz.Neden ?...Çünkü :Filistin…Irak…Afganistan…Suriye…İran…bize çok uzak değil. Oraya düşen füzelerin bombaların yarın bizim tepemize düşmeme garantisi yok.
Unutmayalım ki Amerika Irakın 3 parçaya bölünmesi planlarını taa 1972 yılında belirlemişti.Diyeceksiniz ki Türkiye çok büyük ülke.Eyvallah…ancak büyüklük sözle olmuyor.Ordunuzun envanterinde ne kadar güçlü ve caydırıcı savunma ve taaruz silahınız varsa o kadar güçlü oluyorsunuz.Gerisi fasa-fiso.
Yunus PEHLİVANLI
71kale.blogspot.com
19 Ocak 2009 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder